Osmanlı ve Selçuklu Eğitim Sistemleri Üzerinden Bir Bakış
Son zamanlarda sosyal medyada paylaşılan bir görsel, eğitim ve ahlakın ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Görselde, mezuniyet töreninde ellerinde "Ay tek adamla ömür mü geçer" yazılı pankart tutan gençler yer alıyor. Bu görüntü, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı ve eğitim sistemimizdeki eksiklikleri bir kez daha gözler önüne serdi.
Paylaşılan bu fotoğrafın üzerine yazılan sözler ise oldukça anlamlı:
> "Âlim sanma, her gideni mektebe, Ahlâk yoksa, yok ilimde mertebe. Ne farkeder? tut ki cübbe giydirsen, Pâye versen, kitap yüklü merkebe.."
Bu sözler, ünlü şair ve düşünür CENGİZ NUMANOĞLU’na aittir ve eğitim ile ahlak arasındaki derin bağı vurgular. Gerçekten de, sadece okul sıralarını doldurmakla ya da diplomalarla donanmakla âlim olunmaz. Bir insanın gerçek anlamda eğitimli sayılabilmesi için ahlaki değerlere sahip olması gerekir.
Osmanlı ve Selçuklu dönemlerinde eğitim sistemi, sadece bilgi vermekle sınırlı kalmaz, aynı zamanda ahlaki değerleri de ön planda tutardı. Medreselerde verilen eğitim, İslam ahlakını ve adalet anlayışını öğrencilere aşılamayı amaçlardı. Bu eğitim sisteminde ilim ve ahlak birbirinden ayrı düşünülemezdi. Örneğin, Selçuklu medreselerinde öğrencilere sadece dini ve bilimsel bilgiler değil, aynı zamanda topluma karşı sorumlulukları, adalet ve merhamet gibi değerler de öğretilirdi.
Osmanlı döneminde ise medreseler, öğrencileri sadece ilmi konularda değil, aynı zamanda ahlaki konularda da eğitirdi. Eğitim, insanın hem dünya hem de ahiret hayatında başarılı olmasını amaçlayan bir bütünlük içerisinde verilirdi. Bu sayede Osmanlı ve Selçuklu dönemlerinde yetişen âlimler, sadece bilgiye sahip kişiler değil, aynı zamanda yüksek ahlaki değerlere sahip bireyler olarak topluma hizmet ederlerdi.
Günümüzde ise ne yazık ki, birçok genç sadece diploma peşinde koşmakta, ahlaki değerlerden yoksun bir şekilde hayata atılmaktadır. Oysa ki, eğitim kurumları sadece bilgi vermekle kalmamalı, aynı zamanda ahlaki değerleri de aşılamalıdır. CENGİZ NUMANOĞLU 'nun da belirttiği gibi, ahlak olmadan ilim de bir yere varmaz. Diplomalar, cübbeler, unvanlar bir yere kadar anlam taşır. Önemli olan, bu bilgi ve unvanların arkasında yatan değerlerdir.
Belirtilen görselde yer alan gençler, geleceğimizin teminatı olarak görülse de, ellerindeki pankartla bu teminatın ne denli sağlam olduğunu sorgulamamıza neden oluyor. "Ay tek adamla ömür mü geçer" yazısı, gençlerin kendi geleceklerini bile sorgulamadıklarını, sadece belirli kalıplarla hareket ettiklerini gösteriyor. Bu durum, eğitim sistemimizin ne kadar yüzeysel kaldığını ve gençlerimize sadece bilgi değil, aynı zamanda ahlaki değerleri de aşılamamız gerektiğini gözler önüne seriyor.
Hülasa Dostlar, , Osmanlı ve Selçuklu eğitim sistemlerinden alacağımız çok ders var. Eğitim sadece okullarda verilen bilgilerle sınırlı kalmamalı. Gençlerimize doğruyu yanlışı ayırt edebilme, insanlık değerlerini benimseme ve ahlaki bir duruş sergileme bilinci kazandırılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, âlim sanılan her mezun, ahlak yoksunu olduğunda gerçek bir âlim olamaz. Eğitim ve ahlak, bir elmanın iki yarısı gibidir; biri eksik olduğunda diğerinin de bir anlamı kalmaz.
Sevgi ve Saygılarımla.
Barış ENGİN
ÇAN GELENEKSEL OKÇULUK S.K. BAŞKANI
SİGORTAM OFFİCE ÇAN ŞUBESİ GENEL MÜDÜRÜ